İncelemek için TIKLAYINIZ.
18 Haziran 2013 Salı
1 AYDA 9 KİLO VERDİ, İŞTE ŞAŞIRTAN DEĞİŞİM
İncelemek için TIKLAYINIZ.
MİDE KELEPÇESİ HABERLERİ,MİDE KELEPÇESİ TAKTIRANLAR PİŞMAN
Yemekten nefret eder hale gelip, sağlığından olma pahasına bunu tercih eden
insanlar gerçeği göremedikleri sürece bu sıkıntıyla yaşamaya mahrumdurlar. Mide kelepçesi sadece geçici ve
riskli bir çözümdür. Zihni özgürleştirip, Gelişerek Değişimi yaşamadan
%1'lik bir payla %100 lük sonuç beklemek sadece zaman, para ve UMUT kaybıdır.
Mide kelepçesini zihnine değil midesine taktıran ünlü isim Ozan Orhon, fazla kiloları nedeniyle çalışamaz hale gelmişti. Midesine kelepçe taktırmaya karar verdi. Ve 4.5 ayda 60 kilo vererek 127 kilodan 67 kiloya indi.
* Hayatınızda bu kadar zayıfladığınız oldu mu?
Lise sona kadar bu kadar zayıftım. Liseden sonra kilo almaya başladım. Eski yüzücüydüm, sporu bıraktıktan sonra inanılmaz kilo aldım.
* Yıllardır kilo vermek için uğraşıyorsunuz herhalde?
6 ay diyet yayıp 15 kilo veriyordum, sonra yine alıyordum. İki kere liposuction ameliyatı oldum. Akupunktur yaptırdım, spor salonlarından çıkmadım. Ama kâr etmedi.
* Midenize kelepçe taktırmaya ne zaman karar verdiniz?
Bu kışın başında Samsun konserinde sahnede yıkıldım kaldım. Tansiyonum, büyük 21 küçük 17 idi. Hipertansiyona engel olunamıyordu, resmen ölüyordum. O dönem 127 kiloya çıktım. O arada eski kayınpederim bu kelepçelerin ithalatını yapıyor. Kızımın doğum gününde, yani 7 Mart'ta beni gördü. "Bu böyle olmaz" dedi. Gerçekten de olmazdı, çünkü aynaya baktığımda artık kendimden iğreniyordum.
* Kelepçe taktırmadan önce korkularınız var mıydı?
Bu ameliyata girerken yüzde 20 risk var. Sonra bir cesaret buldum kendimde. Çünkü akciğer iflas etmiş, kalp büyümüş, karaciğer bitmiş, yağ oranı ve kolesterol çok yüksek. Doktor bana 40'ını göremezsin dedi. Maradona'dan güç alarak ameliyat kararı verdim.
'YEMEKTEN NEFRET EDİYORUM'
* En çok neyi yemeyi özlediniz?
Yemekten nefret ediyorum. Çünkü artık açlık hissi yok.
* Kilolu olduğunuz için işlerinizde bir azalma oldu mu?
Allah vergisi bir sesim var. Ama sadece ses yetmiyor. Fiziğimi düzeltikten sonra işlerim açıldı. Dizi teklifleri almaya başladım. Yıldız Kenter'den 4 aydır oyunculuk dersleri alıyorum. Şu anda güzel teklifler alıyorum.
'En fazla 5 yıl sonra çıkartılmalı'
Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, yaşamsal tehlike sınırında obezliği bulunan kişilerin midelerine kelepçe takılabileceğini söylüyor. Ancak bu operasyonun riskli olduğunun da altını çizen Prof. Mocan şunları söylüyor: "Kelepçe en fazla 5 yıl sonra çıkartılmalı. Kelepçe midede delinmeye yol açabiliyor."
Hizmet anlayışı, çözüm odaklı uygulamaları, Takip Kontrol yoğunluğu, Müşteri memnuniyeti ve % 100 sonuç odaklı çalışmaları ile sektöründe dünyanın en başarılı sistemi.
İncelemek için TIKLAYINIZ .
Mide kelepçesini zihnine değil midesine taktıran ünlü isim Ozan Orhon, fazla kiloları nedeniyle çalışamaz hale gelmişti. Midesine kelepçe taktırmaya karar verdi. Ve 4.5 ayda 60 kilo vererek 127 kilodan 67 kiloya indi.
* Hayatınızda bu kadar zayıfladığınız oldu mu?
Lise sona kadar bu kadar zayıftım. Liseden sonra kilo almaya başladım. Eski yüzücüydüm, sporu bıraktıktan sonra inanılmaz kilo aldım.
* Yıllardır kilo vermek için uğraşıyorsunuz herhalde?
6 ay diyet yayıp 15 kilo veriyordum, sonra yine alıyordum. İki kere liposuction ameliyatı oldum. Akupunktur yaptırdım, spor salonlarından çıkmadım. Ama kâr etmedi.
* Midenize kelepçe taktırmaya ne zaman karar verdiniz?
Bu kışın başında Samsun konserinde sahnede yıkıldım kaldım. Tansiyonum, büyük 21 küçük 17 idi. Hipertansiyona engel olunamıyordu, resmen ölüyordum. O dönem 127 kiloya çıktım. O arada eski kayınpederim bu kelepçelerin ithalatını yapıyor. Kızımın doğum gününde, yani 7 Mart'ta beni gördü. "Bu böyle olmaz" dedi. Gerçekten de olmazdı, çünkü aynaya baktığımda artık kendimden iğreniyordum.
* Kelepçe taktırmadan önce korkularınız var mıydı?
Bu ameliyata girerken yüzde 20 risk var. Sonra bir cesaret buldum kendimde. Çünkü akciğer iflas etmiş, kalp büyümüş, karaciğer bitmiş, yağ oranı ve kolesterol çok yüksek. Doktor bana 40'ını göremezsin dedi. Maradona'dan güç alarak ameliyat kararı verdim.
'YEMEKTEN NEFRET EDİYORUM'
* En çok neyi yemeyi özlediniz?
Yemekten nefret ediyorum. Çünkü artık açlık hissi yok.
* Kilolu olduğunuz için işlerinizde bir azalma oldu mu?
Allah vergisi bir sesim var. Ama sadece ses yetmiyor. Fiziğimi düzeltikten sonra işlerim açıldı. Dizi teklifleri almaya başladım. Yıldız Kenter'den 4 aydır oyunculuk dersleri alıyorum. Şu anda güzel teklifler alıyorum.
'En fazla 5 yıl sonra çıkartılmalı'
Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, yaşamsal tehlike sınırında obezliği bulunan kişilerin midelerine kelepçe takılabileceğini söylüyor. Ancak bu operasyonun riskli olduğunun da altını çizen Prof. Mocan şunları söylüyor: "Kelepçe en fazla 5 yıl sonra çıkartılmalı. Kelepçe midede delinmeye yol açabiliyor."
Hizmet anlayışı, çözüm odaklı uygulamaları, Takip Kontrol yoğunluğu, Müşteri memnuniyeti ve % 100 sonuç odaklı çalışmaları ile sektöründe dünyanın en başarılı sistemi.
İncelemek için TIKLAYINIZ .
BU YÖNTEMİ TERCİH EDEN HERKES ZAYIFLADI VE GENÇLEŞTİ
İncelemek için TIKLAYINIZ .
OBEZİTE VE MORBİD OBEZİTEYE ÇÖZÜM: HK PERFORMANS
Obezite, sadece çocuklar ile sınırlı değil. Aynı şeyler bizler için de
geçerli. Bu nedenle anne olmayı erteliyorum.
Çünkü;
Bana göre çocuk, gelişim esnasında ailedeki tüm oluşumu kendi
karakterini oluştururken kullanır.
Bu zeki yaratıkları geliştirmek için önce anne ve babanın kendini doğru
anlamda geliştirmesi ve tamamlaması gerekir.
Anne, baba ve yakın çevreyi örnek alarak beyne kodlama yapan
çocuk, kendisi için neyin doğru yada yanlış olduğunu
anlamaksızın gördüğü şeyleri hayatında uygulaya başlar.
Doğruyu yaşadığını varsayarak büyüyen bu çocuklar ileri doğru bildiği
şeylerin ne denli yanlış olduğu ve nelere mal
olduğunu gördüklerinde büyük bir yıkım yaşarlar.
Yani örneklersek;
Sağlıklı olmanın önemini
Doğru beslenmenin önemini
Vefalı olmanın önemini
Sabrın önemini
Kendine dürüst olmanın önemini
Dini inançların önemini
Eğitimin önemini
İnsan gibi yaşamanın önemini
Saygı ve sevginin ruh sağlığı için önemini
Tatmin duygusunun önce ruh sonra zihinde başlamasının önemini …
Baskınlığın ve zorlayıcılığın yaptırım gücü olamayacağı gerçeğini
kavrayabilmesi için önce aile bireylerinin kendini tamamlaması gereklidir.
Mesela ;
Küçük yaşta zorla çocuğuna yemek yediren annelerin çocukluğu da böyle
geçmiştir. Yakın arkadaşlarımdan biliyorum.
Çocukken ilgisizliği tadan bir annenin de kendi çocuğuna olan ilgisizliği
gözüne normal bir durum gibi görünebilir.
Çocukların yemeye itilmesi de bu nedenledir. Annenin çocuğunu başından atma
çabası ile başlamıştır.
Yani çocuğu tatmin et ki ayak bağı olmasın sana .
Biz Türk milleti neden sporu sevmeyiz? Çünkü gelişim dönemimizde önümüze
örnek olarak hiç kimse çıkmamıştır.
Egzersiz ya da spor yapmanın öneminden birhaber yetiştirildik. Egzersiz
veya spor denildiğinde aklımıza sadece acı, çile, zaman ve kilo vermek gelir.
Siz 40 yaşından sonra sporu insanlara nasıl sevdirebilirsiniz ki? Nasıl
hayatlarına adapte edebilirsiniz ki ?
Sonra da onları hareketsizlikle suçlarsınız. Aaaaa doğru onun da bir cevabı
var "Genlerinde yoktur" :)
İyi de bu gen meselesi değil ki !! Yaşam şekli veya kültürü
meselesidir. Tıpkı az miktarda yiyebilmeyi öğrenmek gibi !!
Kişi kilolu ise genlerinde vardır, hemen genlere bakalım :) Yeme
kültürü ile uzaktan yakından alakası yoktur. :)
Sağlıklı bir birey yetiştirebilmek için sağlıklı anne-baba olmak lazım. Şimdi diyeceksiniz ki eskiden 4 5 tane çocuk yapıyorlardı ve edepli
insanlar yetiştiriliyordu . Eskiden bu denli oyunlar yoktu
tüketim üzerine hayat kaideleri başka idi.
İnsanın bastırılmış duyguları bugünün
insanlarında hayat bulur...
Bedenlerimiz, içimizdeki dünyamız ile kendimizi ele vermiyor mu sizce ?
Bence hepimizde veriyor...
Mutluluğu, tatmini hep başka yerlerde arayışımız en iyi cevap.
Sadece tüketim değil, aldatmalar, cinayet, hırsızlık, dibe batmış ekonomi,
işsizlik hatta açgözlülük işte bu nedenledir açlıktan ölen
İnsanları haberlerde izleyişimiz… TATMİNSİZLİK, İNSAN GİBİ YAŞAMAYI
ÖĞRENEMEYİŞİMİZ.
Morbid obezite 21. Yüzyılda geleceğimizi tehlikeye atan en önemli
unsurlardan biri. Gittikçe bozulan bir tüketim sevdasıyla birlikte genişleyen
bedenlerimiz, kaybolan irademiz ve gittikçe şişmeye, şiştikçe ölüme adım adım
yaklaşmaya başlayan biz… Sahi, biz bu dünyanın neresindeyiz?
Yol yakınken aklımızı başımıza almakta fayda var. Önce hafif kilolu, sonra
obez, morbid obez… Bu aşamaya gelene kadar aklımızı, irademize nereye
hapsediyoruz ki…
HK Performans Zayıflama Hizmetleri ile fazla kilolarınızdan
kurtulabilirsiniz. İster obez, hatta morbid obez olun HK Performans sizi kalıcı
zayıflatmayı başaracaktır.
9 Nisan 2013 Salı
BAĞIMLILIK YARATAN ÜRÜNLER VE GELİŞEREK ZAYIFLAMA
Bağımlılık yaratan ürünler
Konu Ödevi;
Konu Ödevi:
1- Özellikle “Açlık”
hissimizi gözlemleyerek “kriz anında” hissettiğimiz durumlarda vermiş olduğumuz
tepkileri ve böyle zamanlarda yaptığımız, tüketmek istediğimiz tercihleri not
alalım.
Kriz anında belirgin bir sabırsızlık
ve öfke hissi beliriyor ve yediğim halde kolay kolay geçmiyor. Neredeyse günün
geri kalanında yemek için bahane ettiğim bir öfke. Bir yerden sonra kendimi
engellemekten vazgeçiyorum, çünkü başıma gelen herşeyi hakettiğimi ve asla
zayıf bir insan olamayacağımı düşünüp yemeye devam ediyorum.
Tıkınmak için belli bir tercihim
yok; bu 2 tabak pırasa da olabilir, 4-5 dilim börek de olabilir, kocaman bir
sandviç de olabilir (hatta birden fazla), tatlıdan hoşlanmıyor olmama rağmen bazen
tatlı krizim oluyor, o zamanlarda sütlü tatlı uyduruveriyorum ya da süt
kaynatıp şeker ilave edip üzerine tarçın serpiyorum. Ailemin yanındayken eğer
annem sarma-dolma yapmışsa gece kalkıp yiyorum bir iki tane, sabahın körü de
olabilir bu. Benim kriz anında yediklerimden ziyade ne kadar yediğim etkili
oluyor sanırım. Çok sağlıklı bir yemeği bile abartıp 2-3 tabak yiyorum. Bol limonlayıp
yediğim pırasa, karnabahar, brokoli de dahil. Ya da saplantı şeklinde aynı şeyi
yemekte ısrar ediyorum. Haftalarca mantarlı tavuklu sote yediğimi bilirim. Bazen
ne yiyeceğimi bilmiyorum çünkü ne istediğimi bilmiyorum. O zamanlarda değişik
gelen ne varsa onu yiyorum. Bir ara Meksika yemeklerine takmıştım; burrito,
acılı kırmızı fasulye falan yapıyordum. Çok daha azıyla doyabildiğimi de
bilmeme rağmen neden o kadar yediğimi ben de bilmiyorum. Sanki bir daha
olmayacak gibi, bir daha o yemeği yiyemeyecekmişim gibi. 2 tane olay anlatayım
mesela;
1- Göbeğimdeki yağları almak için İstanbul'da bir hastaneye
gittim. Ameliyat için uygun olmadığım için reddettiler, solunum problemim vardı
ve sigara kullanıyordum , fazla kilolalarım da cabası. Abim de benimle gelmişti,
o saç ekimi ve jinekomasti yapacaktı. Onun kilo problemi olmadığından bunları
yaptı, yanında ben kaldım ve yemekler tamamen diyetisyen tarafından
belirleniyordu. Normalde yediğimin 3'te biri olmasına rağmen her önüme gelen
beni fazlasıyla doyuruyordu. Bir haftada 2 kilo verdim.
2- İstanbul dönüşü uçaktayım. Sabah yola gitme stresiyle çok
az kahvaltı yaptım, uçak öğlen 11:45 de kalkıyordu. Yolculuğum akşama kadar
sürecekti. çünkü direk uçuşlar yok. Dolayısıyla
uçakta servis yapılırken çok acıkıp krize girmeyeyim diye sandviç aldım bir
tane, tavuklu, marullu, kepek ekmekli bir sandviç, ki başka sandviç kalmamıştı
da ondan aldım, yoksa asla ilk tercihim olmazdı. Neyse ben bu sandviçi yedim,
küçük birşeydi ama ben akşam eve gelene kadar hiç bir şekilde acıkmadım.
Belki de yalnız yaşadığımdan olsa
gerek, önüme her öğün hazırlanmış ve hesaplanmış bir menü gelse rahatça kilo
verebilirim.
2- Geçmiş dönemde yaşamış
olduğumuz bu krizleri ne olarak adlandırdığımızı bir düşünelim. ( iradesizlik,
kıtlık vb. )
![]() |
GELİŞEREK ZAYIFLAMA |
Kıtlık hissi. Çünkü inat ettiğimde
irade sorunum olmuyor.
50 şifre Konu ödevi:
Konu Ödevi:
Şifre kavramının tüm
okuduklarımız çerçevesinde bizim tercihlerimiz ve alışkanlıklarımıza etkileri
nelerdir? Kendi kişisel tecrübelerinize göre yorumlayınız.
Yedikten 2 gün sonra deli gibi
canımın çektiği tek şey çiğ köftedir. Bazen sebze yemeklerinde oluyor, tavuklu
ıspanaklı pay takıntım vardı bir ara en sonunda o kadar çok yedim ki
bütün gece tuvalette yediklerimin tamamını çıkardım. Aylardır yemiyorum.
Ne zaman görsem kusasım geliyor. Hamburger alışkanlığım yok, çünkü bana çok
hitap etmiyor. Ben acı ve baharatlı tatları seviyorum. Okuduklarım arasında
bunu göremedim, yani acı ve baharatlı tatların beynimizde ne şekilde
şifrelendiğini bilmiyorum ama sığır eti nedeniyle beni yemeye itebilir, etsiz
olanı ne şekilde beynimi etkiliyor onu bulamadım.
3-Konu Ödevi: Miktar algısı
Az çok kavramı kime göre
neye göre olmalı? Dünün abartısını normal kabul edecek yönlendirmelerle
doğrumuz dayatma şekilde planlanmışsa, bugünün “NORMAL”ini görünce nasıl bir
düşünce içinde olabiliyoruz?
Bu konudaki yorumunuzu
yapınız.
Ben normal olanı bildiğim halde neden bu kadar çok yediğimi
düşünüyorum. Düşündüğüm tek şey bağımlılık; bağımlı olunca hep daha fazlasını
istiyorsun ve bir yerden sonra artık miktarın önemi kalmıyor. Anneme bakıyorum
mesela, kahvaltılarını çok iyi yapıyor, her sabah mutlaka yoğurt yiyor koca bir
tabak. Ama ondan sonra yemek yediğini gören yok. Öğlen ve akşam sadece
lokmalarla geçiştiriyor. Ve kadın açlıktan ölmüş değil. Öğlen ve akşam babama
ya da bize yemek hazırlamasa yemek yiyeceğinden bile şüpheliyim. Doktora her
gittiğinde yaşına göre çok iyi durumda olduğunu söylüyorlar. Demek ki az
yiyince bir sorun olmuyor.
İşte her şeyin dışında aslolan gelişerek zayıflamaktır. HKPerformans Zayıflama Hizmetleri garantisi ile gelişerek zayıflamak için
tıklayın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)