Obezite, sadece çocuklar ile sınırlı değil. Aynı şeyler bizler için de
geçerli. Bu nedenle anne olmayı erteliyorum.
Çünkü;
Bana göre çocuk, gelişim esnasında ailedeki tüm oluşumu kendi
karakterini oluştururken kullanır.
Bu zeki yaratıkları geliştirmek için önce anne ve babanın kendini doğru
anlamda geliştirmesi ve tamamlaması gerekir.
Anne, baba ve yakın çevreyi örnek alarak beyne kodlama yapan
çocuk, kendisi için neyin doğru yada yanlış olduğunu
anlamaksızın gördüğü şeyleri hayatında uygulaya başlar.
Doğruyu yaşadığını varsayarak büyüyen bu çocuklar ileri doğru bildiği
şeylerin ne denli yanlış olduğu ve nelere mal
olduğunu gördüklerinde büyük bir yıkım yaşarlar.
Yani örneklersek;
Sağlıklı olmanın önemini
Doğru beslenmenin önemini
Vefalı olmanın önemini
Sabrın önemini
Kendine dürüst olmanın önemini
Dini inançların önemini
Eğitimin önemini
İnsan gibi yaşamanın önemini
Saygı ve sevginin ruh sağlığı için önemini
Tatmin duygusunun önce ruh sonra zihinde başlamasının önemini …
Baskınlığın ve zorlayıcılığın yaptırım gücü olamayacağı gerçeğini
kavrayabilmesi için önce aile bireylerinin kendini tamamlaması gereklidir.
Mesela ;
Küçük yaşta zorla çocuğuna yemek yediren annelerin çocukluğu da böyle
geçmiştir. Yakın arkadaşlarımdan biliyorum.
Çocukken ilgisizliği tadan bir annenin de kendi çocuğuna olan ilgisizliği
gözüne normal bir durum gibi görünebilir.
Çocukların yemeye itilmesi de bu nedenledir. Annenin çocuğunu başından atma
çabası ile başlamıştır.
Yani çocuğu tatmin et ki ayak bağı olmasın sana .
Biz Türk milleti neden sporu sevmeyiz? Çünkü gelişim dönemimizde önümüze
örnek olarak hiç kimse çıkmamıştır.
Egzersiz ya da spor yapmanın öneminden birhaber yetiştirildik. Egzersiz
veya spor denildiğinde aklımıza sadece acı, çile, zaman ve kilo vermek gelir.
Siz 40 yaşından sonra sporu insanlara nasıl sevdirebilirsiniz ki? Nasıl
hayatlarına adapte edebilirsiniz ki ?
Sonra da onları hareketsizlikle suçlarsınız. Aaaaa doğru onun da bir cevabı
var "Genlerinde yoktur" :)
İyi de bu gen meselesi değil ki !! Yaşam şekli veya kültürü
meselesidir. Tıpkı az miktarda yiyebilmeyi öğrenmek gibi !!
Kişi kilolu ise genlerinde vardır, hemen genlere bakalım :) Yeme
kültürü ile uzaktan yakından alakası yoktur. :)
Sağlıklı bir birey yetiştirebilmek için sağlıklı anne-baba olmak lazım. Şimdi diyeceksiniz ki eskiden 4 5 tane çocuk yapıyorlardı ve edepli
insanlar yetiştiriliyordu . Eskiden bu denli oyunlar yoktu
tüketim üzerine hayat kaideleri başka idi.
İnsanın bastırılmış duyguları bugünün
insanlarında hayat bulur...
Bedenlerimiz, içimizdeki dünyamız ile kendimizi ele vermiyor mu sizce ?
Bence hepimizde veriyor...
Mutluluğu, tatmini hep başka yerlerde arayışımız en iyi cevap.
Sadece tüketim değil, aldatmalar, cinayet, hırsızlık, dibe batmış ekonomi,
işsizlik hatta açgözlülük işte bu nedenledir açlıktan ölen
İnsanları haberlerde izleyişimiz… TATMİNSİZLİK, İNSAN GİBİ YAŞAMAYI
ÖĞRENEMEYİŞİMİZ.
Morbid obezite 21. Yüzyılda geleceğimizi tehlikeye atan en önemli
unsurlardan biri. Gittikçe bozulan bir tüketim sevdasıyla birlikte genişleyen
bedenlerimiz, kaybolan irademiz ve gittikçe şişmeye, şiştikçe ölüme adım adım
yaklaşmaya başlayan biz… Sahi, biz bu dünyanın neresindeyiz?
Yol yakınken aklımızı başımıza almakta fayda var. Önce hafif kilolu, sonra
obez, morbid obez… Bu aşamaya gelene kadar aklımızı, irademize nereye
hapsediyoruz ki…